5 Şubat 2014 Çarşamba

Karatavuk / Blackbrid

Karatavuk

Karatavuk / Blackbrid / Turdus merula
Karatavuk (Foto: Murat SOYDAŞ)
Karatavuk:
   Yetişkin erkekler tamamen siyahtır.Parlak sarı gagalı, yaz ve bahar aylarında gözlerinin etrafında temiz sarı bir halka görülür.Yaz sonuna doğru gagaları kararır.
   Ötüş sesi '' pli pli pli pli '' gibi yüksek ses ile flüt sesine benzer seste çıkartıp haberleşmede bulunurlar. Meyve ve böceklerden beslenen ötücü kuştur.

Habitat:

   Çok farklı habitat koşullarına uyum sağlamıştır. Parklar, bahçeler, korular ve şehir merkezlerinden dağlık bölgeye kadar her yerde kolaylıkla görünür. Böğürtlen ve çalılıklarda kolaylıkla görünür. 

Dağılımı:

   Türkiye'nin batı,kuzey,güney (bilecik,çorum,niğde,çorum,nevşehirte hariç) bölgelerinde görülüp doğu da bazı yerlerde görülür.

Beslenme:

   Yere konduğunda yiyecek ararken soluncanları dinleyerek bulurlar. Solucan haricinde meyve,kendir tohumu ve böceklerle de beslenirler. İzmir bölgesinde kışın zeytinle yazın dut, üzüm, armut, çilek ve böğürtlen gibi meyvelerle beslenirler. Beslendiği meyvelerin çekirdeklerini pelte olarak çıkartırlar.

Biyolojisi:

   Erkeklerin malzeme taşıması dişilerin yuvayı ağaç veya çalı tepelerine yapması yardımlaşması ile kurulur. İnce dallar, çamur ve kurumuş çimlerden hazırlanmış yuvalardır. Dişilerin 3 ila 5 arası yumurtalaması 17 gün kuluçka süresi ile nesillerinin devamını sağlarlar. Yumurtadan çıkan yavruların besin ihtiyaçlarını anne ve babası ortak sağlarlar.13 gün sonra yavruların tüy tutmaya başlar. Sürü halinde yaşamazlar bireysel besin arayışındadır.

Hazırlayan: Uğur ÇEVİK
Kaynaklar:
  Tramem : http://www.tramem.org/memeliler/?fsx=2fsdl17@d&tur=Sincap
  IUCN RedList: http://www.iucnredlist.org/details/20000/0

31 Aralık 2013 Salı

Kurt / Grey Wolf

                                               Kurt

                                                        Kurt / Grey Wolf / Canis lupus
                                       (Foto:http://hdresimerencakici.blogspot.com/)
Kurt:
   Etçiller (Carnivora) takımının, köpekgiller familyasından, köpeğe benzeyen yırtıcı bir türdür. Ağırlığı 30-50 kg arasındadır. Kanada kurtlarının ağırlığının fazla olduğu 85-90 kgya ulaştığı bilinir. Erişkin bi kurt 120 cm uzunluğunda, omuz hizasında boyu 90cm'dir. 50 cmye kadar uzayan kuyruğu vardır.
Habitatı: 
   Kurtlar çok değişik şartlarda, karda, buzda, tundralarda, orman ve bozkırlarda yaşayabilirler. Yerin altında 9 metre uzunluğa varan tünellerde yaşadıkları gibi kayalık mağaralarda da barınabilirler. İnsanlar tarım ve sürü hayvancılığını geliştirmeden evvel, kurt, dünyanın en yaygın yırtıcı hayvanıydı. Tüm Avrasya'da, Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika'da yaygındı. Ancak özellikle Batı Avrupa gibi yoğun yerleşim olan gelişmiş ülkelerde insanlarca soyu tüketildi. Günümüzde Doğu Avrupa, Balkan yarımadası, Kanada, Sibirya,Moğolistan ve İran'da kurtların bulunduğu büyük bölgelere rastlanır. Bunların dışında sadece, yalıtılmış (bazen 100'den az hayvan bulunan) ufak bölgeler bulunur. 
   Çok iyi uyum sağlayabilen bir hayvan olan kurt, kuzey kutbunun buz çöllerinden, Orta Asya'nın ve Kuzey Amerika'nın kum çöllerine kadar farklı habitatlarda yaşayabilir. Çoğu kurt, bozkırlarda ve ormanlarda yaşar.Erken çağlardan beri insanların sahip çıktığı açık alanlardan ormanlara kaçması yüzünden bir orman hayvanı olarak tanınmıştır.
Beslenme:
   Kurtlar en çok otobur memeliler ile beslenir, ama daha iyi bir şey bulamayınca kemirgenler ve kuşlar gibi küçük hayvanları da avlarlar. 
Biyolojisi:
   Görme, işitme duyuları keskindir. Köpekten farklı olarak kuyruğu daha uzun, kulakları daha büyük ve dik, postu daha tüylü, boyu daha uzun, dişleri ve çenesi daha iri ve kuvvetlidir.. Çiftleşme esnasında kaçamadıklarından emniyetli yerleri seçerler. Eşleşmeden iki ay (64 gün) kadar sonra gözleri kapalı 4-6 yavru doğar. Genellikle mayıs ayında yavrularlar. Yavrularını mağaralarda, dik yamaçlarda ve dağ eteklerindeki tabiî oyuklarda beslerler. Doğumdan 14 gün sonra yavruların gözleri açılır. Bir iki hafta anne sütü ile beslenen yavrular sütten hemen kesilir. Bu zamanda anne, mîdesindeki yarı sindirilmiş etleri kusmak sûretiyle yavrularını besler. Erkek kurdun avlanıp, mîdesinde yavrularına et getirmesi yavrular büyüyünceye kadar devam eder. Yavrular üç haftadan sonra anne ve babaları ile dışarı çıkıp günlük hayata alışırlar. Dişiler erkeklerden önce gelişir. Dişiler 2, erkekler 3 yaşında erginleşirler. Kurtlar 12 yaşında ihtiyarlamaya başlar, iki sene sonra dişleri iyice kesmez olur. Ömrü en fazla 20 yıldır.
   Kurtlar köpeklerden farklı olarak tek eşli yaşam sürerler.Yani bir erkek kurt ömür boyu aynı eş ile yaşar ve çiftleşir.Ancak bu durum nadiren 20-40 % kadar alfa dişi veya erkeğinin sürü üzerindeki hakimiyetini kaybetmesi üzerine veya ölmesi gibi nedenlerden dolayı değişmektedir.Bu anlarda Alfa erkek kurt sürünün yeni baskın dişisi ile çiftleşir.Kurtun yalnızca bir eş ile çiftleşmesi kurt popülasyonunu dengede tutmak içidir.
   Dişi kurtun erkeğini kabul ettiği dönem (Estrus) 5-7 gün sürmektedir,bu günler içinde çiftleşme olmaz ise dişi kurt yavru veremeyecektir. 
   Çiftleşme dönemi içerisinde erkek ve dişi kurt sürüyü kısa süre için terkederler.Bu davranışlarının nedeni dişinin sürü üyeleri ile ilişkisini kısa süre keserek diğer kurtlar ile çiftleşmesini önlemektir. Çiftleşme aynen köpeklerde görüldüğü gibidir ve aynı davranışları sergilerler.Çiftleşme dişi ve erkeğin karşılıklı oyunları ile başlar,birbirlerine sakin ve ince ses tonu ile yaklaşırlar, erkek dişiyi bu ilk anlarda selamlıyor gibidir,karşılıklı olarak birbirlerinin ağızlarını ve yüzlerini yalarlar ve koklarlar.Erkek,dişinin vajinal bölgesini koklayarak çiftleşme zamanını veya dişinin hazır olup olmadığını anlamaya çalışır.Çiftler birbirlerinin üzerine atlayarak ve yuvarlanarak oyuna devam ederler,kuyruklarını birbirlerinin yüzüne sürürler,bilhassa dişi kurt bu hareketi ile erkeğe mutlu ve istekli olduğunu anlatır. Dişi kurtun bu dönem içinde vajinası şişerek çiftleşmeyi kolaylaştırmaktadır.Ayrıca birkaçgün önce başlayan ve dişi kurt tarafından oluşturulan, erkek kurtu harekete geçirecek koku,maximum seviyeye çıkar. 
   Yaklaşık beş dakika içinde yumurtayı dölleyecek ve yeni kurt yavrularını ortaya çıkaracak spermler harekete geçtikten sonra, erkek kurt durarak dişi ile kenetli olduğu halde 180 derece geriye döner yani şu an çiftler kalçalarından bağlı gibidirler.Bu durum 15-30 dakika sürecektir.(Bu davranışın sebebi spermlerin yumurtaya ulaşması ve gebe kalma oranının yüksek tutulmaya çalışılmasıdır.) Çiftleşme sonrası çiftler yine oyun oynarak birbirlerine duydukları sevgi ve bağlılıklarını gösterirler. 
   Gebelik süresi 59-63 gün arasında değişir ve bir batında genellikle 4-6 yavru dünyaya gelir.Kurt yavruları aynen köpeklerimizde gözlemlediğimiz evrelerden geçerler.Doğdukları anda son derece savunmasızdırlar ve annelerinin bakımına ve korumasına son derece ihtiyaç duyarlar.Anne inden nadiren dışarı çıkacağı için babanın ve sürü üyelerinin getirdiği et ile beslenir.Yavrular doğdukları anda gözleri ve kulakları tamaman kapalıdır.Doğduktan 12-15 gün içerisinde gözleri açılır,iki hafta sonra yavrular yürümeye başlar.Yaklaşık sekiz hafta içerisinde ise yavrular doğdukları inden dışarı çıkarlar ve sürü yaşamı ile dış dünyayı keşfetmeye başlarlar.Yavrular bu anda oldukça savunmasızdırlar ve kartal ile ayılar için av olabilirler. 
   Bu güne kadar yavrular anneleri tarafından süt ile beslenir.Dışarı çıkan yavrular birkaç hafta içerisinde et yemeye alışırlar.Köpeklerden farklı olarak,yalnızca anne yavruların bakımından sorumlu olmaz.Köpeklerde çok nadir olarak görülen olay yani babanın yavrular ile ilgilenmesi kurtlarda çok farklıdır.Ailenin bütün fertleri yavruların beslenmesi ve korunmasından sorumludur.Anne-baba ve diğer sürü üyeleri yedikleri etleri kusarak yavruları beslerler.Hatta bir batın önce doğan ve şu an yaklaşık bir yaşına girecek olan yavrular dahi yeni kardeşlerinin beslenmesi ve korunması işini üstlenirler.Bu yaşlarda olan kurtlar "Prolaktin" adlı bir hormon salgılarlar ve bu hormonun etkisi sonucu ebeveyn davranışlar içine girerler. 
   Dişi kurt yavrularını in içerisinde doğurur ve yaklaşık sekiz hafta kadar burada bakar.Dişi kurt bu iş için nehir yatağı yakınıları veya kayalık kesimlerin arasında bulunan boşlukları kullanır.Bazen diğer hayvanlar tarafından terkedilmiş inleride kullanabilirler.Güvenli sayılan inler kuşaklar boyu kullanılabilir onbeş yıl aynı ini kullanan aile ile bir in içinde de 738 yıllık kemiğe de rastlanmıştır.Güvenli sayılmayan bölgede ise dişi kurt başka inleri de kullanabilir,böylece yavruların düşmanlar tarafından bulunmasnı ve keşfedilmesini zorlaştırır.İn annenin ve yavruların kısa bir süre tehlikelerden korunarak rahatça yaşıyacağı bir yerdir.Giriş kısmı 50-70 cm genişliğe ve 40-70 cm yüksekliğe sahiptir.İnin uzunluğu yaklaşık 5 mtere kadardır,birden çok girişi olabilir. 
   Her yavru gibi kurt yavrularıda oyun oynamayı çok severler ve günün büyük çoğunluğunu oyun oynayarak geçirirler.Yavruların oyunları birbirlerini tanımalarını ve sosyal davranışları öğrenmesini sağlar.Yavrular yüzeyde buldukları kemikler veya av kalıntıları ile oynayarak av yeneklerini geliştirir ve av esnasında ne yapılması gerektiğini öğrenmeye çalışırlar.Biraz büyüdüklerinde tavşan gibi küçük hayvanları avlamaya çalışırlar ve bu esnada giderek av kabiliyetlerini geliştirirek sürü içinde varlıklarını hissettirler ve sürü ile birlikte gerçek ava hazır hele gelirler. Yavrular yaklaşık iki yıl sürü ile birlikte sıkı bir bağ ve itaat içerisinde yaşarlar.Erişkin hale gelen yavrular eş bulmak ve kendi ailesini yaratmak için sürüden ayrılırlar. 
   Kurtlar hayatta kalmak için av hayvanlarını öldürürler.Kurtların avladıkları hayvanlar,kurtların yaşadıkları bölgeye bağlı olmaktadır.Ancak kurtların başlıca avladıkları hayvanlar arasında geyik,karaca,,amerika geyiği,tavşan ve fare sayılabilir.Kurtlar insanlara saldırmazlar ve bugünde elimizde kurtların insana saldırdıklarına dair bir kanıt bulunmamaktadır. Kurtlar sürü halinde yaşadıklarından genelde büyük hayvanları avlamaya çalışırlar.Avlarının hasta ve güçsüzlerini sürü içinden seçerler, eğer başarılı olurlar ise sağlıklı olanlarınıda saldırırlar. Kurtların avı herzaman başarılı olmayabilir.Bu yüzden mideleri birdefada hızlı ve çok yemek için ya da günlerce birşey yememek için yapılanmıştır.Kurtlar günde 1.5 - 5 kg kadar ete ihtiyaç duyarlar.ayrıca bir kurt günde 10 kg et yiyebilir ve önündeki birkaç gün yemek yemeden yaşayabilir.Kurtlar yapılarına,iklime ve çevreye ve ava göre değişen miktarda suya ihtiyaç duyarlar.Bu miktar yaklaşık olarak günde 1.5 - 2 litredir. 
İşitme duyusu kokudan sonra kurta yardımcı olan ikincil duyusu işitme duyusudur..Kurtlar ormanda 9-10 km uzaktan açık arazilerde ise 11 km kadar uzaktaki sesleri duyabilirler.Kurtların kulakları 25 Khz değerindeki sesleri algılayabilir bu rakam araştırmalara göre 80 Khz kadar çıkmaktadır.İnsan kulağının duyabileceği limit ise 20Khz' dir.Bu özelliği ile kurtlar köpeklerden daha iyi bir duyu organına sahiptirler. 
   Kurtların dünyasında koku önemli bir yer taşır.Koku yoluyla kurt avını,ailesini bulabilir vaya bir düşmanı sezinleyebilir.Ayrıca köpeklerde olduğu gibi kurt bölgesini koku bırakarak belirler ve bu koku ile yine diğer sürülerin bölgesini tanıyabilir.Ayrıca yine bırakılan kokulardan bölgedeki dişi ve erkek varlığı ile bölgenin nekadar sıklıkla ziyaret edildiğini anlayabilir.Kurtun koku bezleri anüs civarıdadır ve bu bezlerden yayılan koku, kurt için bir parmak izi gibidir ve kişisel bir bilgi taşırlar.Kurtlar,diğer kurtlara bölgelerini belli etmek için genelde bu kişisel bilgilerini taşıyan kokularını 91 metre aralıklarla bırakırlar ve sınırlarını belli ederler.Kurtların koku alma düzeyi oldukça gelişmiştir ve hava şartları uygun olduğu takdirde kurtlar sürü üyelerininn ve avlarının kokusunu 2.5 - 3 km uzaktan alabilirler.Avlarını da yerde bıraktığı koku ve avın atmosfere karışan vücut kokusunu takip ederek ulaşırlar. 
Görüş kapasitesi kurtlar önlerindeki hareket eden objeleri rahat şekilde görmektedirler.Hareketsiz objeler kurtu yanıltmaktadır ve bu anlarda koku alma duyularını harekete geçirirler.Görüş açıları 180 dereceden az bir görüş sahasını kapsamaktadır.Kurtların avladıkları hayvanlar ise genelde 300 dereceye kadar varan bir görüş açısına sahiptir. 
   Yabani yaşamda kurtun yaşam süresi 13 yıl veya daha fazladırEğer korumalı doğal parklarda yaşıyorlar ise 16 yıla kadar yaşamlarını sürdüreblirler.Fakat çoğunlukla kurtlar 8 yaşına kadar yaşamaktadırlar.Kurtlar'ın yaşam süresi insan popülasyonun artmasıyla ve popülasyonun öldürme isteği ile azalmaktadır.Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi korumalı doğal parklar içinde daha uzun bir yaşam süresine erişmektedirler.Bunun nedeni ise koruma bölgesi içinde silahlar,doğal düşmanlar,tuzaklar, yılanlar ve zehirlerden uzak kaldıkları içindir.
   Ara sıra yalnız gezen kurtlara rastlanırsa da, genellikle bir sürüye bağlı olarak yaşarlar. Bir kurt sürüsü, anne, baba ve yavrularından oluşan bir ailedir. Kurtlar, ev köpeklerinden daha geç, ancak iki yaşında üreyebilir, bu nedenle iki yaşını dolduruncaya kadar ailelerinin yanında kalırlar. Bir önceki senenin yavruları kendilerinden küçük kardeşlerine bakarak ebeveynlere yardımcı olur. Anne ve baba, çocuklarına karşı daima serttir, bu yüzden sürünün içindeki hiyerarşi bellidir ve kimse otoriteyi sarsmaya cesaret etmez. Akraba olan iki kurdun çiftleşmesi (ensest) hiç görülmemiştir. Kurtlar çiftleşmek için yabancı bir kurt bulamazlarsa ömür boyu çiftleşmezler. (Nerdeyse) hiç görülmesede, köpekler ve kurtlar hala günümüze kadar aralarında çiftleşebilir ve yine yavrulayabilen (kısır olmayan) yavrular dünyaya getirebilirler.Kurtlar çok değişik şartlarda, karda, buzda, tundralarda, orman ve bozkırlarda yaşayabilirler. Yerin altında 9 metre uzunluğa varan tünellerde yaşadıkları gibi kayalık mağaralarda da barınabilirler. Kurtlarda örnek bir aile yaşayışı vardır. Erkek herhangi bir sebeple eşinden ayrılmadığı müddetçe ömrünün sonuna kadar eşiyle yaşar. Eşlerden biri yaralandığında diğeri ona besin taşıyarak bakar. Dişi ölürse, erkek yavruları besleyerek büyütür. Yabancı bir kurt koku vasıtası ile yabancı bir sahaya girdiğini anlar. Bölge kurtları uluyarak yabancıyı ikaz ederler. Geniş ve tüylü kuyruk ile soğuk havalarda uykuya yattığı zaman çıplak burnunun ve ayaklarının etrâfını sararak donmaktan korunur. Yaygın kanının aksine çok aç kalmadıkça ve kıstırılmadıkça insanlara saldırmaz. 
   Kurtlar ailesi yapısı içinde hayatlarını sürdürürler ve biz bu aile yapısına sürü olarak adlandırmaktayız.Kurt sürüsü Alfa erkek ve Alfa dişinin kontrolü altındadır.Sürünün diğer üyeleri genç ve yaşlı kardeşlerdir.Ayrıca aynı kana sahip olmayan kurtlarda sürüye kabul edilmektedir.Eğer sürü kurallarına uyulur ise bireyler sürü ile birlikte yıllarca yaşayabilirler. 
   Sürü genelde sekiz ila onbeş kadar üyeden oluşur.Daha az veya çok olabilirler.Sürüdeki hiyeyarşi baskın kurtun diğer sürü üyelerine kabul ettirdiği gücü ile yapılanır.Bu gücü ortaya koyarken bireyler dövüş,ısırma ve alışkanlıklarını kullanırlar."Alfa" erkek ve "Alfa" dişinin bir alt basamağında "Beta" erkek ve "Beta" dişi bulunur.Diğer basamak ise "Omega" erkek ve "Omega" dişidir.Her birey kimin hakimiyetini kabul edeceğini bilirken,bazı bireylerde bir üst basamağa tırmanmak için yarışırlar.Bu yarışı kaybeden ve kurallara uymayan kurtlar baskın alfa erkek ve dişinin zorlaması ile sürüden ayrılırlar.Kazanan ise sürünün yeni hakimidir. Sürü içinde üyeler rütbelerini kararlı ve değişmez bir biçimde gösterirler.Yüksek rütbedeki erkek veya dişi, diğer üyeye saldırganlığını ve kararlılığını göstermek için kuyruğunu kaldırır,kulaklarını dik olarak ileride tutmaya çalışır ve yanaklarını geri çekerek dişlerini gösterir ve hırlamaya başlar bu arada sırtındaki tüylerinin bir kısmını kabartarak kendini büyük ve tehdit edici olarak gösterir. Bu kesin ve korkutucu davranış karşısındaki alt birey, kendini tehlikeli olmadığını anlatmak ve küçük göstermek için yere yatar kuyruğunu bacakları arasına sıkıştırır,kulaklarını geriye doğru yatırır ve yuvarlananır aynı zamanda liderin ağzını yalayarak "Tamam sen benden güçlüsün ve senin liderliğini" kabul ediyorum der.Bu davranışlar çok az sayıda kavga ile sonuçlanır.Çünkü kurtlar kavga sırasında aldıkları yaralardan ötürü acı çekeceklerine ve aynı zamanda avlanma yeteneklerinin kayba uğrayacaklarını iyi bilirler.Alfa kurtlar sürü içerisindeki yerini diğer üyelere dostçada bildirirler.Alfa kurt yaramazlık yaptığına inandığı yavrularına veya bireylere çok yakın yaklaşarak dişlerini üyeye gösterir ve göz temasını korur.Bir alt basamaktaki üye bu davranış karşısında gözlerini liderden alarak başka yöne bakar ve yine lider önünde özür dilemek için yuvarlanmaya ve yalanmaya başlar. Eğer alfa kurt üyeyi cezalandırmak istiyor ise üyeyi ısırır ancak bu ısırış sadece uyarmak içindir ve bir anlıktır.Çünkü alfa kurt üyelere zaten kabul ettirdiği yerini hatırlatmak ile disiplini sağlamayı ve her üyenin rütbesini anlatmayı amaçlamaktadır.

Hazırlayan: Emre Furkan DÖNMEZ
Kaynaklar: Tramem : http://www.tramem.org/memeliler

27 Kasım 2013 Çarşamba

Sincap / Squirrel

Sincap
Sincap / Squirrel / Sciurus anomalus
Anadolu sincabı (Foto: Bayram Göçmen)
Sincap:
   Sırtı boz ve kırçıllı, karın kısmı ise açık kahverengidir. Sırt ve karın arasındaki renk farkı vücudunun yan tarafında belirgin olarak görülür. Ayaklarının ve kuyruğunun üstü kınalı kahverengi, kuyruğunun altı ise sırt rengindedir. Kuyruk uzunluğu ortalama 13,5 cm'dir. Kulak uzunluğu ise ortalama 31 mm'dir. Vücut uzunluğu ortalama 20 cm'dir. Ağırlığı ortalama 300 gr'dır.
   Bu bilgiler envanter çalışmalarında gözlemler gerçekleştirirken türü ayırt etmemizi sağlayacaktır.
Habitatı: 
   Karasal iklim şartlarına adapte olmuş bir kemiricidir. 2000 metre yüksekliğe kadar olan ormanlık ve ağaçlık alanlarda görülebilmektedir. Sincap ağaçlarda yaşar. İbreli ve karışık ormanları, özellikle de meşe ve çam ağaçlarının oluşturduğu ormanları tercih eder. Yaşlı ağaçların kovuklarına yuva yaparlar, meşe ve doğu çınarı ağaçları öncelikli tercihleridir. Terk edilmiş ağaçkakan yuvaları da sincaplar için çok iyi bir yuva olmaktadır. Ağaçlardan başka bazen de taş yığınları içinde, kaya oyuklarında, mezarlıklarda ve terkedilmiş yapılarda da yaşamlarını sürdürmektedirler.
Dağılımı:
   Kafkasya (Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan), Yunanistan, İran, Irak, Suriye, İsrail, Filistin, Ürdün, Lübnan ve Türkiye'de bulunur.
   Ülkemizin neredeyse tamamında bulunmaktadır. Trakya; Anadolu Sincabı için doğal yayılış alanı değildir. Fakat 30-40 yıl önce İstanbul'un Avrupa Yakasında ki Emirgan Korusu ve Yıldız Parkı başta olmak üzere diğer park ve bahçelerine insanlar tarafından bırakılmış ve buralarda çoğalarak yaşamlarını sürdürmektedir. 
Beslenme:
   Sert kabuklu meyveler temel besinleridir. Sincapların besinleri arasında ağaçların tohum, filiz, tomurcuk, kozalak ve meyveleri büyük bir yer tutmaktadır ve bunlar sincapların en önemli besin kaynaklarını oluşturmaktadır. Meşe, Çam, Kestane, Fındık ve Ceviz ağaçlarının tohumlarını severek yerler. Bu tohumları ön ayakları ile tuttuktan sonra dişleri ile sert kabuğunu kemirirler ve daha sonra içindeki endospermi yerler. Kışın yemek için tohumları depo ederler. Tohumları ağızlarına doldurarak yuvaya taşırlar. Ağızlarına bir seferde 3 cevizi alabilirler. Dut ağaçlarından da beslenir.
  Sert ve kabuklu meyveler temel besinleri olmasına rağmen, bazen filizleri de kemirerek yerler. Mantar, meyve, böcek, kuş yumurtası ve küçük kuşlar da besin listelerinde önemli bir yer almaktadır.
Biyolojisi:
   Çiftleşmeleri baharda başlar. Yaklaşık 40 gün süren gebelikten sonra tüysüz, gözleri görmeyen 3–8 kadar yavru doğururlar. Yılda yaklaşık 2–3 kez çiftleşirler. Yavruları bir yılda olgunlaşır. Ömürleri ortalama 10 yıldır.
  Baş düşmanları arasında Ağaç Sansarı, Kaya Sansarı, Kızıl Tilki, Gelincik, Yaban Kedisi gibi yırtıcı memelilerin yanı sıra; Kaya Kartalı, Baykuş, Şahin gibi yırtıcı kuşlar bulunmaktadır. Yerleşim birimlerine yakın yerlerde yaşamakta olan sincapların baş düşmanı ise evcil kediler oluşturmaktadır.
Populasyon durumu ve türe yönelik tehditler:
   Badem, fındık, ceviz, fıstık, kestane, erik ve kayısı ağaçlarının meyvelerini çok sevdiklerinden, meyve yetiştiricileri tarafından zararlı bir kemirgen olarak bilinmekte olan sincaplar, bu gibi meyve yetiştiriciliğinin yaygın olduğu bölgelerde insanlar tarafından zarar görmektedir. Meyve ağaçlarına musallat olan sincapları çeşitli yöntemlerle avlamaktadırlar.   "Çevre ve Orman Bakanlığı Merkez Av Komisyonu" tarafından avı yasaklanmış türler arasında bulunmaktadır. Çevre şartlarındaki olumsuz değişiklikler ve bilinçsizce yapılan avlanma ile sayıları büyük ölçüde azalmıştır.
   Tür RedList’te asgari endişe (LC) kategorisinde değerlendirilmektedir. Ülkemizde ise avı yasaklanmış türler arasında yer alır.
   Meyve yetiştiricileri tarafından zararlı bir kemirgen olarak bilinmekte olan sincaplar insanlar tarafından zarar görmektedir. Çevre şartlarındaki olumsuz değişiklikler ve bilinçsizce yapılan avlanma ile sayıları büyük ölçüde azalmıştır. Ancak büyükorhan’da ise popülasyonu oldukça fazladır. Sincaplara karşı insan tehdidi görülmemektedir.
Hazırlayan: Ali Ünal
Kaynaklar:
  Tramem : http://www.tramem.org/memeliler/?fsx=2fsdl17@d&tur=Sincap
  IUCN RedList: http://www.iucnredlist.org/details/20000/0

22 Kasım 2013 Cuma

Kızıl Tilki

Kızıl Tilki

Kızıl Tilki / Vulpes vulpes
Fotoğraf : ?

Tilki

Kızıl Tilki (Vulpes vulpes),köpekgiller (Canidae) familyasının en yaygın olanıdır.
Ekosistemdeki Rolü: şehirlerdeki güvercin, keme, fare ve tavşan populasyonlarını
 kontrol altında tutar ve böylece insanlar için faydalı olur. Bazı tilkiler karayollarını takip
 eder ve otomobillerin ezdiği hayvanların leşleri ile beslenirler.

Habitat:

Belirgin olarak bir yer veya yaşama alanı yoktur heryere ayak uydurabildiğin için
besinini nerde daha kolay buluyorsa ora yakın yerlerde görülebilir.Yuvalarını güvenli yer koşuluna
göre seçerler yabancı misafirin geldiğinde hemen kaçmak için.Açık alanlarda da dinlenirler
 tabi da avlanmanın bir taktiğidir uykusunda iken avın okusunu sesini keskin duyuları sayesinde
belirler ve hemen av için harekete geçer.

Dağılımı:

Tilki ülkümizin hemen hemen heryerinde görülür.Bir kaç örnek vermek gerekirse Osmaniye,bursa,kars,
amasya..gibi yerlerde sürekli veya mevsimsel olarak göçebe illermizde bulunur.

Fiziksel Tasviri:

 75 cm uzunluğuna (+40 cm kuyruk),40 cm boyuna ve 7-9 kg ağırlığa varır.Yaşadığı
yere göre post tüyleri değişir genelde kırıl renktedir.Tüylerin üst kısmı kızıl, alt kısmı beyaz,
bacaklarının alt kısımları da siyah renk olur.

Biyolojisi:

Aralık-Ocak aylarından köpekler gibi çiftleşirler 50 gün süren bir gebelik Mart ayında
3 ila 5 yavru doğururlar.Yavrunun gözleri 12 gün kadar kapalıdır 1 ay sonra ise mağaradan ilk kez çıkarlar
Güvercin,fare,keme,tavşan veya kendi bünyesini kadar olan avları avlarlar zeki hayvan oldukları için bazen
farklı türleride avlarlar tilkilerin otçul olduğunu söylenen bilgiler arasındadır.

Envanter Çalışmaları:

:2001 yilinda Ankara ili Nallıhan ilçesi Sınırları içerisinde 8938 ha'lık
alan içerisinde 46 Kişilik Bir Ekip Tarafından Gerçekleştirilme 3 GÜN Süren envanter Çalışmaları
sonucunda 698 Kınalı keklik, 378 Kızıl tilki, 127 Yabani domuz, 97 ALAGEYİK Ile avlanmasına Izin verilen
türlerden 3000 civarında sukuşunun bulundugu hesaplanmıştır. Yöntem hakkında bilgi verilmemiş ama
sürek bak,dışkı,fotokapangibi yöntemlerin olduğunu tahmin ediyorum..Envanteri ayrıntılı şekilde incelemek için
http://arastirmax.com/en/bilimsel-yayin/trakya-universitesi-fen-bilimleri-dergisi/4/1/9-16_ankara-nallihan-orneginde-yaban-hayati-envanteri
tıklayınız..
Hazırlayan: Uğur ÇEVİK
Kaynaklar: TRamem,Vikipedi,Berceste


12 Kasım 2013 Salı

Ökse Ardıç

Ökse Ardıcı


Ökse Ardıcı (Turdus viscivorus)

Ökse Ardıcı:

    Ökse ardıç kuşu (Turdus viscivorus), karatavukgiller (Turdidae) familyasından ötücü bir kuş türü. Cinsler benzer renkte, düz gri-kahverengi sırt, alt taraf belirgin noktalıdır.Hepçil beslenirler, böcekler, solucanlar ve yabani meyveleri yerler. Ökse ardıcı, sahiplendiği meyve ağacını diğer ardıçlara karşı kış boyunca korur. Adının aldığı ökse otunun meyveleri de yiyeceğini oluşturur.Bütün Avrupa'dan Asya'ya kadar olan, açık koruluklar ve ekili arazilerde yerleşir. Daha kuzeydeki kuşlardan bazıları küçük sürüler halinde kışları güneye göçer.
   Ardıç kuşları özellikle kutuplar hariç dünyanın her bölgesinde yaşarlar.Avrupa, Asya ve Amerika kıtaların da birçok türü yaşayan güzel ötüşü olan kuşlardır. Avrupa’nın kuzeyinde üreyen türler yazı burada geçirerek kışın Türkiye, İtalya ve Yunanistan gibi güneydeki sıcak ülkelere göç ederler.
   Sabah erken ve akşam geç saatler en hareketli oldukları zamanlardır.Kış aylarında sürüler halinde bulunurlar.Yüksek ormanlıklarda (kozalaklı ağaçlar, huş ağacı ve tundra ormanları, yaprak döken ağaçların bulunduğu ormanlar, ekili alanların kenarındaki ağaçlıklar, fundalık ve makilik alanlar, kayalıklar, parklar ve bahçelerde görülür. Kışın genelde sık olmayan yüksek ormanları tercih ederler.

Biyolojik Bilgiler:

   Mart ve Haziran ayında ürerler.Yuvayı dişi kuş genellikle ağaç çatalına yapar, çalılıklar veya duvarlarda da yuva yaptığı gözlemlenmiştir.Kuluçkaya dişi kuş yatar yavruların besinlerini aile fertleri karşılar.Yuvayı dişi kuş ot, çimen, yosun ve yapraklardan yapar.Yumurtaları donuk mavi renkli ve üzeri kırmızı-kahverengi renklidir.Ötüşü ''cırrk cırk cırk'' gibi sesleri çıkartırlar.Fırtınalı günlerde daha çok öterler bu yüzden İngilizler fırtına tavuğu diye adlandırmışlardır.

Davranışları:

 İnsanların olmadığı bölgelerde yaşarlar ürkek bir tavır sergilerler.Kış döneminde tohum yüklü çalıları diğer ardıçlardan korumak için büyük uğraş verirler.Toprak altında yaşayan solucan, tırtıl vb. gibi canlıların hareketlerini dinleyerek toprak altında yerlerini saptar ve gagası ile çıkartıp yer.

Yerel Adlar:

Mısırcı, Buruşça, Çıkrıkçı Bakal, Cırrık, Cırnık, Bozlak, Zubban

Bu Türle İlgili Başka Kaynaklar


7 Kasım 2013 Perşembe

Kuzgun / Raven

Kuzgun / Raven / (Corvus corax)

Kuzgun:

    Kargaların en iri türüdür, kalın ve güçlü gagası vardır, her tarafı siyah çelik mavisi parlaklığındadır, Türkiye alt türlerinde gençlerde boyun bölgesinde kahve rengi oluşur, boyun tüyleri kabarık durur, kuyruk kama şeklindedir diğer kargalardan bu farklılık ayırt edebiliriz. Tüm dünyada 7-8 alt tür vardır. Kuzey bölgesindeki kuzgunlar daha iri ve daha mavimsi parlaklıktadır, güney bölgesindeki türler daha küçük ve boyun bölgeleri daha kahverengidir. Habitatını tanımlarsak hayvancılık yapılan dağlık bölgelerde , kayalık sahillerde, kayalık ormanlarda, yüksek yaylalarda, fundalıklarda yaşarlar. Peki bu kuzgun ne yer derseniz hemen hemen her şeyi yerler hayvan leşleri, yaralı hayvanları avlarlar, küçük memeli ve sürüngenleri de yerler, kuş yumurtası veya yavrusu, midye salyangoz gibi şeylerle beslenirler. Bu kuşun kursağı olmadığı için doymak bilmezler devamlı yiyecek arayışındadırlar.

Biyolojik Bilgiler:

   Ağırlığı 1 kilo ya ulaşır boyu 60-65 cm iki kanatı açık şekilde 120-130 cm kadar kanat uzunlukları ulaşır. Ortalama olarak 20-40 yıl yaşarlar fakat 400 yıl kadar yaşadıkları da biliniyor. 3-6 arası yumurta bırakırlar kuluçka süresi 21 gündür. Kuzgunun en farklı özelliklerin biride çıkardıkları seslerdir genelde ''krroook krrook , prruuk'' fakat farklı seslerde çıkardıklarıda bilinir.

Davranışları:

   Kuzgunun genelde zekası ile övünülür bu kuşbilimciler tarafından da kabul edilmiştir.Çok çeşitli sosyal davranışlar gösterirler, hayat boyu tek eşli yaşarlar, doğal hayatta bir çok basit problemleri çözebildikleri görülmüştür, çok tedbirli olmasıyla tanınır. 
   Kuzgunlar en erken üremeye başlayan kuştur.Yavru yetiştirme ve bakımı her iki ebeveyn tarafından yapılır, haftalar ilerledikçe son derece gürültülüdürler, ancak ebevynlerin bizim bilemediğimiz bir işaretiyle birden seslerini kesip yuvanın içine yatarak görünmez hale gelirler. Yavru uçtuktan sonra bir süre anne baba ile dolaşırlar ekim kasım gibi diğer yavrularla birlikte büyük bir grup oluştururlar.Üreyen çift ise ikili olarak kışı beraber geçirirler.

Yerel Adlar:

Dana kaldıran, guzgun, kağra, sakca

Türün Tarih Geçmişi:

   Kuzgun'un ismini Hz. Nuh tufanında geçtiğini Tevrat (dini kitap) ta geçtiğini görebilirsiniz..
Sular yeryüzünden çekilmeye başladı.Yüz elli gün geçtikten sonra sular azaldı.Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ararat dağlarına oturdu.Sular onuncu aya kadar sürekli azaldı.Onuncu ayın birinde dağların doruğu göründü.Kırk gün sonra Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı.Kuzgunu dışarı gönderdi.Kuzgun sular kuruyuncaya kadar dönmedi, uçup durdu.Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi.Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı.Gemiye, Nuh'un yanına döndü.Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı.Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı.Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü.O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.Yedi gün daha bekleyip güvercini tekrar gönderdi. Bu kez güvercin geri dönmedi. 
   Bir rivayete göre kuzgunun önceden beyaz olduğu söyleniyor.Nuh tufanında kuzgunun geri dönmemesi onun lanetlenmesine denen olmuş ve renkte değişme olup siyaha dönmüştür.

Raven (Corvus corax) Siyah ve Beyaz Kuzgun

Bu Türle İlgili Başka Kaynaklar

- Zazzle ile kuzgun posterleri bulabilirsiniz.